tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Derin Su Geçişi, Alınması Gereken Tedbirler ve Riskleri Nelerdir ?

Off-road Temel Teknik BilgilerSevgili off-road ve doğa tutkunu arkadaşlar, Off-r

[ad_1]

Off-road Temel Teknik Bilgiler
Sevgili off-road ve doğa tutkunu arkadaşlar, Off-road Temel Teknik Bilgiler yazı dizimizin bir paylaşımı ile daha birlikteyiz. Vereceğim bilgiler; konsantre, teknik temele dayalı, yaşanmış tecrübeleri içeren ve bazıları off-road literatüründe ilk kez isim bulacak detayları içeren paylaşımlardır. Okuyuculara fayda sağlaması dileği ile.
Bu günkü konumuz Derin Su Geçişi, Alınması Gereken Tedbirler ve Riskleri Nelerdir ?” :
Su geçişi offroad araç sahiplerinin çok hevesle yaklaştıkları bir aktivitedir. Hatta bu heves bazen kara taşıtı olan arazi araçlarımıza amfibi araç muamelesi yapmamıza bile neden olabilmektedir.
Arkadaşlar su geçişlerinde çok dikkatli olun. İnernet videoları, su geçişi konusunda insanın iştahını çok kabartıyor. Ne yaptığınızı her yönüyle biliyorsanız sorun yok. Ne yaptığınızı bilmeden suya giriyorsanız durum çok vahim sonuçlar doğurabilir.
Su geçişinde temel 5 problemden bahsedeceğim.
1.) Motorun su alması :
Bu durum genelde araçta şnorkel yok ise sorun olabilecektir gibi düşünülse de durum tam anlamıyla böyle değildir.. Şnorkel var diye de çok rahat olmayın. Benim tahminim offroad araçlarından motorun su alması sebebiyle arıza yaşanma durumu, şnorkelli araçlarda, şnorkelsiz araçlardan çok daha fazladır. Bunun nedeni de, şnorkelin mevcudiyetinin verdiği güven ve tedbirsizliktir diyebiliriz. Şnorkelimiz olmasına rağmen yaşayabileceğimiz olası problemleri kabaca sırlayacak olur isek ;
– Ehil biri tarafından, doğru ekipman ile montaj yapılmadı ise şnorkele rağmen risk vardır.
– Sadece görsel aksesuar olarak kullanılan şnorkel takılmış bir aracın yeni sahibi durumun farkında değil ise aslında şnorkel yok demektir.
– Başlangıçta sağlıklı hizmet veriyor olmasına rağmen, geçen yıllar içinde birleşim yerlerinden ve contalardan su alacak hale gelmiş olabilir.
– Arazi kullanımı sırasında, dal çarpması gibi olaylar ile şnorkelde delik veya yarıklar oluşmuş ama fark edilmemiş olabilir.
– Güneş altında geçen uzun yıllardan sonra, UV etkisi ile şnorkelin plastik malzemesi gevrekleşmiş ve mukavemet kaybetmiş olabilir, offroad yol şartlarında da ekstra bir etkiye ihtiyaç duymaksızın sarsıntıdan kırılmış veya çatlamış olabilir.
Motorun su alması ile ilgili, bunların dışındaki bazı riskler de şöyle sıralanabilir.
– Biz hep aracın hava emişinden su alması ile ilgili endişelerimizi dile getirdik. Araç stop eder ise, egzoz sisteminden de motor geri su alabilecektir.
– Su içinde artan hız ile birlikte, dalga hareketi nedeniyle suyun yüksekliği, durağan vaziyette olduğundan daha fazla olacaktır. Yani, hava filtresine su gelmez dediğinizde, dalga hareketi ile yükselen su nedeniyle maalesef su hava filtresine gelebilecektir.
Videoda yükselen suyu görebilirsiniz.
– Ayrıca kapalı bir muhafaza içinde yer almayan performans tarzı açık hava filtreleri bu konuda daha hafif şartlarda dahi problem yaşanmasına neden olabilir. Kapalı muhafaza içinde bulunan ve endirek yollarla hava emişi sağlayan hava filtreleri su sıçramalarından etkilenmez. Ancak performans tarzı açıkta bulunan muhafaza kutusuz hava filtreleri aracın hareketi ile sıçrayan sudan etkilenebilecektir.
Motorun su almasının neden olduğu hasara çok değinmeyeceğim. Bu konunun uzmanı olan arkadaşların bilgi vereceğini tahmin ediyorum. Çok can sıkıcı olacağını söyleyeyim sadece. Hatta bir örnek de vereyim, denize düşen kıçtan takma deniz motorlar dahi, uygun şekilde müdahale edilmez ise kullanılamaz duruma gelmektedir. Denizde kullanılmak için tasarlanan bir ekipman dahi bu kadar olumsuz etkilenebiliyor ise, kara taşıtlarının motorları için kesinlikle daha titiz olmalıyız.
2.) Elektronik devreler, elektrik tesisatı ve elektrikli donanımlar ile ilgili problemler:
Özellikle eski kuşak araçlarda elektronik hemen hemen 0 seviyesinde. Ekteki fotoğraflarda yer alan Defender buna güzel bir örnek. 12 V DC de tatlı suda çok sıkıntı yaratmayacaktır. Ancak tuzlu su için durum böyle değil. Tuzlu su aracı çürüttüğü gibi elektrik iletimini de sağladığı için, eski kuşak araçlarda bile problem yaratabilir.
Mümkünse tuzlu sudan uzak durun. 1 Karışından bile.
Yeni kuşak araçlarda ise elektronik devreler özel olarak yalıtılmadıysa mutlaka problem yaratacaktır. Problem bununla da sınırlı kalmayabilecektir. Araç içine su girmesi durumunda, özellikle koltuk altlarına sonradan koyulan, anfi ve kompakt subwoofer lar ile araç kapılarında bulunan hoparlörler sudan etkilenebilecektir.
3.) Yüzme problemi :
Su geçişinde gözden kaçan ve en büyük tehlikeyi yaratan durumdur. Geçiş, su birikintisinde ise sıkıntı daha az, akarsu geçişi ise yüzme problemi ölümcül sonuçlar doğurabilir. Araç kontrolden çıkıp sürüklenebilir hatta su içinde tepetaklak olabilir. Bknz. Resim 2. Konvoy geçiş uygulamaları ve alınabilecek tedbirler başlı başına ayrı bir konu.
`
Özellikle kapı fitilleri ve araç tabanı iyi izole edilmiş yeni kuşak araçlar daha erken yüzme eğiliminde olacaktır. Aracın kabin dediğimiz kısmı ~ 1.70×3.25 m ebatlarında ise, 1.7*3.25~5.5 m2 yapar. Yani, kabinin ~35 cm lik kısmı suda kalırsa, Arşimet prensibi gereği suyun uygulayacağı kaldırma kuvveti 5.5*0.35~2 ton dur. Bu hacme su altında kalan lastik gibi diğer ekipmanların hacimlerini de eklersek, aslında kaldırma kuvvetinin yukarda hesap ettiğimizden daha fazla olduğunu görürüz. Yani kabininin 35 cm ‘i suda kalan 2 tonluk bir araç yüzer. Yüzen araç da yola tutunamaz. Yanlış anlaşılmasın, bu yükseklik suyun yüksekliği değildir, kabinin su içinde kalan kısmının yüksekliğidir. Kupası Yüksek araçlarda 1 m su derinliğinde bile yüzme olmayabilir. Yani aracın kupası yerden 50 cm yüksekte ise 50+35 ~ 85 cm derinliğe kadar yüzmeden yoluna devam etmesi beklenir. Beklenir ama, yüzmese bile yoluna devam etmesi her zaman da mümkün olamaz. Kaldırma kuvveti, aracı yerden kesecek mertebeye ulaşmasa bile, aracın yol tutuşunu zayıflatıp yol almasına engel olabilir.
Derin suda ilerlemenin temel kuralı aracın batmasını sağlamaktır. Bknz resim 1.
`
Bunun için mümkün ise kapıları açıp aracın içine su girmesini sağlamak lazım. Aracın içine su almaz iseniz yüzersiniz. Tabi aracın içine bu şekilde kapıları açarak su almanın beraberinde getireceği tüm problemleri de göğüslemeye hazır olmak lazım.
4.) Su altında tehlike yaratabilecek nesneler ve oluşumlar:
Su altında görülmeyen iri taş veya kayaların, geçiş sırasında fark edilemediği için araca zarar vermesi söz konusu olabilecektir. Hatta aracı yutacak çukurlar bile olabilecektir.
5.) Diferansiyel, şanzıman ve arazi şanzımanı su alması :
Her üç ekipmanın yağ haznesi de atmosferiktir, yani tam kapalı hava-su sızdırmaz haznelere sahip değillerdir.
Bazen yükselen suyun hidrostatik basıncı nedeniyle, bazen de ısınmış olan ekipmanın suda aniden soğuması ile ortaya çıkan hacim düşüşünün yarattığı emiş etkisi ile bu ekipmanlara su girişi olabilir.
Hepsinde havalandırma delikleri vardır. Havalandırma delikleri uzatma hortumları ile kaput içinde olabildiğince yüksek bir noktaya taşınmamış ve hortumların ucu suyun girişini önleyecek özel ekipman ile donatılmamış ise içeri su girişi olabilecektir. ARB diferansiyel havalandırma kiti ( ARB differential breather kit ) bu amaç ile kullanabileceğimiz doğru ekipmandır. Bknz. Resim 3.
`
Diferansiyelde ilaveten aks keçeleri üzerinden dış ortam ile temas sınırlanmaya çalışılır. Normalde su geçişine müsaade etmeyecek olan keçeler, havalandırma boruları tıkalı ise ani soğuma ve hacim azalması ile ortaya çıkan emiş neticesinde içeri su alabilir.
Bazen kapaklarında klingrit mantar conta da kullanılmış olabilir. Kapağın contasının altı yağa temas halinde olduğu için sızdırmaz kalsa olsa bile üstü kuru kaldığı için su sızdırabilir. Sudan geçin ama suda yıllanmayın.
Sonuç ve Öneriler :
– Offroad araçlarınızı, amfibi araç olmadığının bilinci ile kullanın. Suda kullanmak için su araçlarından edinmeyi tercih edin. Bknz. Resim 4.
`

– Şnorkelinizden %100 emin değilseniz şnorkel gerektirecek derinlikte suya girmeyin. Safari şnorkel aracınız için iyi bir seçenektir. Bknz. Resim 5.

– Bazı kaynaklarda güvenli geçiş için referans olarak dikkate alınan su yüksekliği araç lastik yüksekliğidir. Bunun genel bir öneri olduğunu bilerek; motora su alma açısından hava filtresi kutusunun hava girişinin yerden yüksekliğinin %60 ‘ı yüksekliğindeki suyun, aracın yüzmemesi ve yol tutabilir durumda kalması açısında ise, aracın kabin tabanından 20 cm ‘i aşmayan yüksekliklerde suyun nispeten daha güvenli geçiş için uygun olacağını bilmekte fayda var. Su geçişi yapmadan önce aracınızın bu ölçüleri ile ilgili mutlaka bilgi sahibi olun. Bu limitlerden daha derin suya şnorkelsiz girmeyin.
– Şnorkel hava girişi 180 cm hatta 200 cm yükseklikte, ancak araç 40+35=75 cm‘ de yüzüyor ise, araç içine su almak istemediğimiz bir araca boşuna şnorkel takıyor olabilirsiniz. Sudan geçerken ön camın tamamını su içinde görmeniz, su seviyesinin aracın tavanı seviyesinde olduğunu göstermez. Su tavan seviyesinde olsa araç zaten yüzer, nerden nereye geçeceksiniz? Sıçrayan sudur bu, sıçrayan su kaput altında endirek yolla hava alan hava filtresinden içeri kolayca giremez.
– Aracın yüzmeden yürüyebildiği, hava filtresi hava emişi yeterince yüksek olan bir aracın sudan etkilenmesi için, araç önünde yükselen su bloğunun hava girişi seviyesinde uzun süreli olarak bulunması gerekir. Bunun şartları da bellidir. Belli hız seviyelerinde ve uzun parkur geçişi yapıyorsanız bu durum olabilecektir. Şnorkeliniz yoksa, su çok yüksek olmasa ve parkur her hızda geçişe müsaade etse bile, hızınızı suyu önünüzde blok olarak yükseltmeyecek seviyede tutmaya çalışın. Doğru hızı ancak tecrübe ederek tespit edebilirsiniz.
– Su geçişi sırasında mahsur kalır iseniz, diğer araçların sizi kurtarması için araca bağlanması gereken strap benzeri ekipmanları suya girmeden önce aracınıza takmış ve dolanmaları önleyecek şekilde yerleştirmiş olun. Bu tedbiri hem önde hem arkada alın.
– Bazı kaynaklarda, yürüyerek geçemediğiniz sudan araç ile de geçemeyeceğiniz yönünde bilgilere rastlayabilirsiniz. Bu genel kabul görmüş bir kuraldır, ancak çelişkili bir bilgidir. 165 cm boyunda 65 kg ağırlığında, 35” lastikli 4.5” yükseltmeli bir Jeep Wrangler Rubicon sürücüsünün vereceği karar ile, 190 cm boyunda 120 kg ağırlığında, 27 “ lastikli yükseltmesiz bir Lada Niva kullanıcısının geçiş konusunda vereceği karar ne kadar tutarlı olabilir?
– Yüzme ihtimali açık bir şekilde görülen, özellikle akarsu geçişinde, suya giren aracı uzun bir halat ile mutlaka karada başka araçlara bağlayın ve geçişe öyle başlayın.
– Diferansiyelin, ani soğuma nedeniyle azalan iç hacminin yaratacağı, aks keçelerinden içeri su emme eğilimini kontrol altında tutabilmek için, suya girmeden önce biraz soğumasına müsaade edin.
– Benzinli motorların ateşleme sistemi suya karşı hassasiyet gösterebilir, gerekirse hassas bölgelere geçiş öncesi su itici sprey uygulayın.
– Konu ile ilgili internet üzerinde yapacağınız araştırmalarda, radyatör fanı ile ilgili de ciddi uyarılara rastlayacaksınız. Fan tipine bağlı olarak fan kayışının çıkarılması yönünde uyarılar var. Bu konu yorum yapabileceğim, ancak tecrübe etmediğim bir konu. Genel endişe, normalde havada serbest olarak dönen fan kanatlarının su içinde dönmeye başlayınca deforme olup, ileri geri hareket ederek radyatöre fiziksel hasar verebileceği yönünde.
Özellikle eski kuşak araçlarda yaşanma ihtimali olan bir problem olabilir. Ancak daha makul güncel model araçlarda bunun çok problem olacağını düşünmüyorum. Ayrıca kayışsız, elektrik motorlu fanlı araçlarda zaten kayış falan da sökemezsiniz, belki elektrik fişi sökülebilir.
– Geçiş güzergahını gözle olabildiğince kontrol edin, mümkünse yürüyerek de etüt edin.
– Uzun yokuş aşağı sürekli frenle inilen bir parkurun hemen ardından disklerinizi soğutmadan suya girmeyin. Ani soğuma disklerin deformasyonuna neden olabilecektir.
– Geçiş öncesi aracın her türlü mekanik imkanını devreye alın, hiçbir şeyi yarı yolda yapmaya çalışmayın. Genel kabul görmüş doğru geçiş, düşük devirde aracı sudan geçirmek şeklindedir.
– Su geçişini tamamladıktan sonra, veya en azınızdan geziniz tamamlandıktan sonra, diferansiyelinizin alt tapasından bir parça yağ boşaltın, eğer su geliyor ise ivedi diferansiyel yağınızı iç temizliğini de yaparak değiştirin.
– Su geçişinde aracınızın motorunu kesinlikle stop ettirmeyin, ettiyse ivedi çalıştırın. Egzozdan geri su girişi olabilir.
– Manuel vites araçlarda geçiş sırasında vites değiştirmeyin.
– Vinciniz ip68 standartlarında değil ise, vincin montajlandığı seviyenin üzerinde sulardan uzun süreli geçişler yapmayın.
– Elektronik devrelerden ve anfi vs elektronik cihazlardan arındırılmış bir aracınız yoksa derin suya girmeyin.
– Derin ve özellikle akarsu geçişinde emniyet kemeriniz takmamanız daha doğru olabilecektir.
– Suyun yaratacağı motor arızasının canınızı yakmayacağı bir aracınız yoksa derin suya girmeyin. Ben kişisel tercihimi belirteyim, gereksiz cesaret kazanmamak için aracıma şnorkel taktırmadım, taktırmayacağım da.
– Suya atılan taş gibi batmayan, içine hemen su alan bir aracınız yoksa derin suya girmeyin.
– Tuzlu suya asla girmeyin. Bırakın derinine 1 karışından bile geçmeyin.
– Akarsuda cengaverlik asla yapmayın. Kural ve yöntemleri bilmiyorsanız ya da yeterli tecrübeniz yoksa maceraya tek başınıza atılmayın, yanınızda ne yapacağını bilen biri mutlaka olsun.
– Suyun içinde kalırım diye hızlı geçmeniz gerekiyorsa şnorkelsiz suya girmeyin.
– Kapalı muhafaza içinde olmayan, açık performans filtrelerini offroad araçlarında çok tercih etmemeye çalışalım. Mutlaka kullanacak isek, bu araçların caddede kullanılmadığının farkında olalım ve hava filtresini sıçrayan sulardan veya kısa süreli yükselen sulardan fiziksel olarak koruyan bir muhafaza içine alalım.
Ekte paylaşılan ;
Resim 1 ‘de görülen araç, suyun içine taş gibi batan bir araç olduğu için geçişte yüzme ve yol tutmama gibi bir problem yaşamamıştır.
Resim 2 ‘de su altında silueti görülen nesne bir araçtır. Fotoğraf sevgili arkadaşımız Taner Eraslan ‘ın arşivindendir. Bir akarsu geçişinde yüzme eğilimi nedeniyle kontrol edilemeyen aracın son durumu fotoğraftadır. Fotoğraf çekildiğinde arkadaşlarımız halen aracın içindedir.
Resim 3 ‘de 4 adet ‘e kadar bağlantı yapılabilen bir havalandırma kiti görülmektedir.
Resim 4 ‘de eğer suyu çok seviyor isek yapmamız gerek doğru iş ile ilgili güzel bir örnektir.
Resim 5 ‘de kalitesine güvenebileceğimiz bir şnorkel görmekteyiz.
Aşağıdaki fotoğraflarda gerçekleşen kısa geçişte, öndeki araçta şnorkel var, çekim yapan araçta ise şnorkel olmamasına rağmen hava filtresi sadece suyun dalga olarak yükselmesinden gelen etkiyi tölere edebilmiş durumda.
`
Saygılar, Sevgiler
09/03/2020

[ad_2]

[pt_view id=”3af118445s”]

Bir yanıt yazın